SALT Beyoğlu’nun ikinci oluşumu olan SALT Galata’nın ev sahipliğini eski Osmanlı Bankası yapıyor. Salt’ın yenilikçi programının yanı sıra bu özel binada Osmanlı Bankası’nın müzesine ve arşivine de yer var. SALT, sürekli kendini yenilemeyi hedef alan yapısıyla, sergilerinin yanı sıra, sineması, açık arşivi ve oditoryumuyla adeta katılımcılarıyla büyüyen bir sanat platformu olarak hayatımıza girdi.

"SALT Beyoğlu Nisan 8, 2011'de açıldı. Kasım ayında da SALT Galata'da kamuyu kabul edebilir hale geldik. SALT Galata içinde bulunduğumuz eski Osmanlı Bankası binası aslında. Diğeri de İstiklal Caddesi'ndeki 136 numaralı binanın bütünü, SALT Beyoğlu'na dönüştü. Burası bizim daha hızlı binamız, İstiklal Caddesi üzerinde olduğu için insan trafiğini içeriye çekmeye çalışan hızlı bina… SALT Galata ise birazcık daha yavaş bina. SALT'ın bir logosu yok. Bir fontu var. Bu font bizim için özellikle tasarlandı. İçinde dört tane değişen harf var. S, A, L, T harfleri sürekli değişen harfler. SALT'ın değişen dört harfiyle genel olarak benimsediği prensipler arasında bir paralellik kesinlikle var. Sürekli hem kendi kendini yeniliyor olmak hem de yeniliğe açık olmak ve onu içine alıp, entegre edip yoluna devam etmek gibi bir şey var. SALT; Platform Garanti, Garanti Galeri ve de Osmanlı Bankası Müzesi ve Arşivlerinin birleşiminden oluşuyor. Bu üç kurumun SALT olarak ortaya çıkmasındaki en temel amacı farklı disiplinleri birbiriyle konuşturacak bir ortam kurmak. Araştırmak temelli bir kültür kurumu. Sergi, müze bu tip kelimeler tamamiyle açıklamamış oluyor yapılanları. Olana geri dönüp tekrar bakmak ve bunu korumaya çalışmak… SALT Galata'daki açık arşiv bölümünde zaten özellikle yapmaya çalıştığımız bir şey. Açık sunulduğunda bilginin çıkabildiğini bir yorumun çıkabildiğini savunan bir mekan kendi başına. İzleyiciden çok kullanıcı olarak kendini tanımlayacak meraklı, profesyonel olması gerekmiyor hiç bir konu özelinde. Çünkü pasif izleyicidense aktif katılımcı olmasını talep etme durumu var. Bu da duruşunun bir parçası zaten. 

Aslıhan -- SALT'taki Modern Denemeler serisinin, Modern Denemeler 5 numarası Aşı sergisindeyiz. Sergi Çubuk Barajı'ndan başlayıp bugüne kadar getiriyor baraj yapımını Türkiye'deki ve bunu biz aşı konsepti üzerine kurguladık Bir database hazırladık. Databasede de  şu ana kadar Türkiye'de yapılmış yedi yüzü aşkın bütün barajları bulabiliyorsunuz. Bunların hepsinin şekilleri var. Künyesi var. 

Beyoğlu'nun girip çıkmaya müsait bir sineması var. Açık sinema… Zaten isminde de olduğu gibi açık bir yer. Kapısı yok. Forumdan devam edince açık sinemanın içine düşülüyor. Buradaysa çok klasik anlamda bir oditoryum çerçevesi çizilmiş bir mekan var. Bunun dışında atölye adını verdiğimiz mekanlar var. Hem farklı toplantılar için hem de gerçek anlamda atölyeler için kullanılıyor. İki sergi görebileceğiniz Osmanlı Bankası Müzesi var. Müzeyi görebileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz, kütüphaneye dalabileceğiniz böyle uzun yerleşme mekanı.

SALT Beyoğlu'nda en üst katta bir bahçemiz var. Bahçe ilk başta hem sanatçı hem de mimar Fritz Haeg tarafından tasarlandı. Bahçede yaptığımız en güzel, bizim de en sevdiğimiz  ve en çok beğenilen etkinliklerden bir tanesi Tohum Bombası etkinliğiydi. Onu imkanmekan'la beraber yaptık. Onun dışında akşamları yaptığımız sanatçı konuşmaları oluyor. 'Bak Kim Var?' dediğimiz yolu İstanbul'dan geçen birazcık daha spontane gelişen bir seri var. Genelde uluslararası kurumlarla yaptığımız iş birlikleri var. Documentarist, IF İstanbul… Bu tür festivallere de biz içeriğine hiç bir şekilde karışmadan onların ücretsiz olabilecek bölümlerini alıp onlara ev sahipliği yapıyoruz."

Yapımcı & Yönetmen : Deniz Gül & Gizem Elçi